Yazar: Av. Elif GÜR

Türkçe’ye beyaz etiket bankacılık olarak aktarılan white-label bankacılık modeli, girişimcilerin belirli bir bedel karşılığında servis bankaları/finansal kuruluşlar bünyesindeki bankacılık/finansal altyapısını ve faaliyet iznini kullanarak piyasaya kendi markası altında yeni ürün ve hizmetler sunabildiği bir modeldir. White-label bankacılık modelini, her sektör veya büyüklükteki işletmenin küresel bir ödeme ağ geçidini kolayca oluşturabilmesini sağladığı için bu noktada BaaS (Banking as a Service) olarak değerlendirmek ve BaaS’ı white-label bankacılığın bir alt kolu olarak tanımlamak yanlış olmayacaktır. White-label işbirliği modelinden yararlanan girişimler, teknoloji ve fintek şirketleri; lisanslı finans kuruluşlarının (bankalar, elektronik para kuruluşları, finansman şirketleri vb.) kendilerine sundukları ürün/hizmetler ile yasal, operasyonel ve teknik altyapı…

Read More

POS cihazları, banka kartları veya kredi kartlarının amaç dışı kullanılması suretiyle yapılan muvazaalı işlemler (Bundan sonra bu tip işlemler “Fiktif İşlem” olarak adlandırılacaktır) başta bankalar ve elektronik para kuruluşları olmak üzere tüm finansal kuruluşlar için risk ihtiva etmektedir. Zira bu husus 6493 sayılı “Ödeme Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları” hakkındaki kanun çerçevesinde, elektronik para ihraç etmek üzere TCMB tarafından yetkilendirilmiş  elektronik para ve ödeme hizmetleri kuruluşları için de önem arz etmektedir. Türk Borçlar Kanunu’nda yer alan muvazaa kavramı ile yakın ilişkisi olan fiktif işlemlerle ulaşılmak istenen sonuç, suistimal işlem gerçekleştirmektir. Muvazaa kavramı ise 6098 sayılı…

Read More

Açık bankacılık ya da diğer adlarıyla “Open Banking” ve Open Bank Data”, en kısa ifade ile kullanıcı finansal verilerinin, kullanıcılara daha iyi bankacılık ve finans olanakları sunulması için üçüncü parti kuruluşlarla paylaşıldığı güvenilir bir hizmet modeli olarak tanımlanabilir. Bir diğer ifade ile açık bankacılık, üçüncü kişi hizmet sağlayıcıların, kullanıcıların finansal bilgilerine onların rızaları ile ve belirlenmiş koşullarla erişmelerine imkan sağlayan API (Application Programming Interfaces-Uygulama Programlama Arayüzleri) aracılığıyla aktarılan güvenli yöntem ve teknolojiler olarak ifade edilebilir. İlk olarak İngiltere’de hayata geçen bu model 2015 yılında Avrupa Birliği’nin alakalı kurumlarında görüşülmüş ve revize edilmiş; Ödeme Hizmetleri Direktifi 2 (PSD2- Payment Services Directive…

Read More

Suç gelirlerinin aklanması ve terörün finansmanı ile mücadelenin en önemli araçları, etkin bir şüpheli işlem bildirim sistemi ve müşteri kabul politikasına uygun olarak yürütülen, belge ve bilgilere dayalı müşterinin tanınması sürecidir. KYC (“Know Your Customer”) politikaları ise, mali suçlarla mücadelede finansal hizmetler sunan finansal kuruluşların mevcut ve yeni müşterilere ait potansiyel riskleri tespit etmesi ve önlemesi için önemli işlevlere sahip kurallar bütünüdür. Müşteri kabul süreci, kara para aklama ve terörün finansmanı riskini içeren şüpheli faaliyetlerin tespit edilmesinde önemli bir rol oynamaktadır. KYC’nin önemi Avrupa Birliği Direktiflerinde ve Kara Para Aklamanın Engellenmesine Yönelik Mali Eylem Görev Gücü (FATF) tekliflerinde de ayrıca…

Read More

Niyet mektubu olarak Türkçe’ye çevrilen “termsheet”/ “letter of intent”/”memorandum of understanding” girişimciler ile yatırımcılar arasındaki anlaşmanın detaylarının düzenlendiği; hissedarlar anlaşması düzenlenene kadar ve hissedarlar anlaşmasına baz olarak kullanılacak bir sözleşmedir. Niyet mektubu, sözleşmenin görüşmeleri esnasında ortaya çıkan bir müessesedir ve işbu metin ile ana sözleşmenin kurulması hususundaki niyet ortaya konulması amaçlanır. Görüşmelerin ciddi bir şekilde sürdürülmesini ifade eder. Karşı tarafça kabul edilse dahi bağlayıcılığı yoktur. Niyet mektubu; bir tarafın (gönderenin), diğer tarafa (muhataba) kurulması planlanan hukuki yapının ana hatlarını ortaya koyan, yazılı, ancak bağlayıcı olmayan bir irade açıklamasıdır. Başka bir ifade ile, taraflar, niyet mektubu aracılığıyla, hukuki ilişkinin amacını, hukuki…

Read More

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (“BDDK”) tarafından hazırlanan ve 29.12.2021 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak 01.01.2022 tarihinde yürürlüğe giren “Dijital Bankaların Faaliyet Esasları ile Servis Modeli Bankacılığı Hakkında Yönetmelik” (“Yönetmelik”) ile yeni nesil bankacılık hizmet modeli olarak adlandırılan ve bankaların diğer sektörlere altyapı sunmak suretiyle kapsayıcılığını artırmayı hedeflediği servis modeli bankacılığı (“Banking as a Service-BaaS”) kavramının çerçevesi çizilmiştir.  İşbu Yönetmelik kapsamında,  Servis modeli bankacılığı, arayüz sağlayıcıların sundukları arayüz yoluyla, müşterilerin servis bankalarının sistemleriyle doğrudan açık bankacılık servisleri aracılığıyla bağlantı kurarak servis bankası üzerinden bankacılık işlemlerini gerçekleştirebildikleri hizmet modeli olarak tanımlanmıştır.  Arayüz sağlayıcı, mobil uygulaması ya da internet tarayıcısı temelli arayüzü üzerinden,…

Read More

Elektronik imza kavramı için değişik bilimsel çalışmalarda çeşitli tanımlamalar yapılmıştır. Pek çok bilimsel çalışmada kullanılan ve ülkemizde elektronik ticaret alanında hukuki alt yapı çalışmalarını yürütmek üzere oluşturulan Elektronik Ticaret Hukuk Çalışma Grubu’nun hazırladığı raporda geçen tanım şöyledir: “Elektronik imza, bir bilginin üçüncü tarafların erişimine kapalı bir ortamda, bütünlüğü bozulmadan ve tarafların kimlikleri doğrulanarak iletildiğini elektronik veya benzeri araçlarla garanti eden harf, karakter veya sembollerden oluşmuş bir seti ifade eder1”. (I) E-İmza Nedir? Elektronik imza, elle atılan (ıslak imza) yerine, elektronik ortamda üretilen bütün teknolojileri kapsayan geniş bir alanı ifade etmektedir. Elektronik imza çeşitleri ve hukuki etkileri hukuk sistemlerine göre ülkeden…

Read More

Borçlunun alacaklıya olan borcunu hiç veya olması gerektiği gibi yerine getirmemesi durumunda alacaklıya bir ekonomik değer ödemeyi üstlenmesini sağlayan kayda cezai şart (bundan sonra “ceza koşulu” olarak da anılacaktır.) denir. Bir diğer ifadeyle cezai şart, asıl borç olarak nitelendirilen borcun, hiç ya da gereği gibi yerine getirilmemesi halinde borçlunun alacaklıya ödemekle yükümlü olduğu borç olarak tanımlanabilir. Cezai şartın esas itibariyle üç temel işlevi bulunmaktadır. Borçluyu ifaya zorlayarak borcun ifasını teminat altına almak,Borcun yerine getirilmemesi sebebiyle doğacak zararı önceden belirlemek,Borçlunun cezai şartı ödeyerek sözleşmeden kolayca dönmesini sağlamaktır. Ceza Koşulu Kavramı: Eski Borçlar Kanunu’ndaki ifadesi ile “cezai şart”, yeni 6098 sayılı Türk…

Read More