Acil Durum Hakemi (Emergency Arbitrator), tahkim yargılamasının henüz başlamadığı veya hakem heyetinin teşekkül etmediği durumlarda, taraflardan birinin telafisi imkânsız zararlarla karşı karşıya kalabileceği derecede ivedi bir hukuki korumaya ihtiyaç duyması halinde, nihai hakem ya da heyetin atanmasını beklemeksizin geçici nitelikte koruma tedbirlerine hükmetmek üzere görevlendirilen geçici bir hakemdir.
1.Tahkimde Acil Durum Hakeminin Kökeni ve Gelişimi
Tahkim yargılamasında, hakem heyetinin henüz teşekkül etmediği aşamada ortaya çıkabilecek ivedi nitelikteki bu taleplerin kim tarafından karara bağlanacağı hususu, uzun süre belirsizliğini korumuştur. Bu tür durumlarda, taraflar çoğu zaman geçici hukuki koruma (ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz, delil tespiti vs.) sağlamak amacıyla devlet yargısına, yani yerel mahkemelere başvurmak zorunda kalmaktadır. Ancak taraflar, tahkim yargılamasını seçmekle birlikte, uyuşmazlıkların çözümünde devlet yargısından bağımsız bir süreci benimsemeyi hedeflemekte olup bu bağlamda, geçici hukuki koruma önlemleri bakımından da, mümkün mertebe tahkim yargılaması sınırları içerisinde kalmayı tercih etmektedirler.
Bu durum, geçici koruma taleplerinin tahkim sistematiği içinde çözümlenebilmesine yönelik kurumsal arayışları da beraberinde getirmiş, uluslararası tahkim kurumları tarafından getirilen yeni usuli düzenlemelerle birlikte 2000’li yıllardan itibaren, “acil durum hakemi” (emergency arbitrator) müessesesi gelişmiştir.
İlk olarak Amerikan Tahkim Derneği’ne bağlı ICDR, 2000’li yılların başında acil durum hakemi kurumunu uygulamaya koymuş, daha sonra sırasıyla SIAC , ICC ve HKIAC gibi köklü uluslararası tahkim kurumları da bu düzenlemeleri benimsemiştir.
2.Acil Durum Hakemi ile İlgili Hukuki Düzenlemeler ve Kurumsal Uygulamalar
Acil durum hakemine ilişkin düzenlemeler, esas itibarıyla ulusal tahkim mevzuatlarında değil, uluslararası tahkim kurumlarının içtüzük ve kurallarında yer almaktadır. Bu düzenlemeler, taraflara henüz hakem heyeti teşekkül etmeden önce geçici nitelikte koruma tedbirleri talep etme imkânı tanımaktadır.
Örnek vermek gerekirse; ICC – International Chamber of Commerce, 2012 yılında yürürlüğe giren değişikliklerle acil durum hakemi müessesesini ICC Tahkim Kuralları’na entegre etmiştir. Bu kapsamda, Madde 29 ve Ek V uyarınca, taraflardan biri, tahkim talebiyle birlikte veya hemen öncesinde acil durum hakemi atanmasını talep edebilir. Acil durum hakemi, tahkim heyetinin oluşmasından sonra yetkisini kaybeder.
SIAC – Singapore International Arbitration Centre, 2010 yılında bu kurumu tanıtan ilk merkezlerden biridir. “Schedule 1” kapsamında acil durum hakemi düzenlenmiştir. Hakem atanması çoğunlukla 24 saat içinde gerçekleşmekte, karar ise 14 gün içinde verilmektedir. SIAC’ın 2023 Yılı Faaliyet Raporu’na göre, 2010’dan bu yana 152 Acil Durum Hakemi başvurusu kabul edilmiştir.
LCIA – London Court of International Arbitration kuralları ile 1998 yılında hızlandırılmış tahkim kurulu öngörülmüş, 2014 yılında ise kurallarına dahil olmuştur. 9B maddesinde “acil durum hakemi”nden bahsedilmekte olup, 2020 tarihli değişikliklerle, hakem heyeti kurulmadan önce acil tedbir talepleri için esnek bir zemin yaratılmıştır.
HKIAC – Hong Kong International Arbitration Centre, 2008 yılında bu teşekkülü benimsemiş, 2013 yılında kurallarına “Schedule 4” kapsamında acil durum hakemini dahil etmiştir. Özellikle Asya merkezli uyuşmazlıklar bakımından etkin bir başvuru ve karar süreci mevcuttur.
ICDR – International Centre for Dispute Resolution Acil durum hakemi müessesesini 2006 yılında ilk uygulayan kurumlardan biridir. “Emergency Measures of Protection” başlığı altında düzenlenmiştir.,
3.Türkiye’de Acil Durum Hakemi Uygulaması
Türk Hukuku’nda 4686 sayılı Milletlerarası Tahkim Kanunu (MTK) veya 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda (HMK) acil durum hakemine ilişkin doğrudan bir düzenleme bulunmamaktadır.
Ancak geçici hukuki koruma tedbirlerine ilişkin olarak MTK madde 6 önemlidir:
MTK madde 6, hakemlere geçici hukuki koruma önlemleri niteliğinde karar alma yetkisi tanımış olsa da, bu kararların icra edilebilirliği bakımından bir sınır çizmiştir. Özellikle madde 6/2 ile cebri icra organları veya diğer resmi makamlar tarafından yerine getirilmesi gereken nitelikteki tedbir kararlarının hakemlerce verilemeyeceği açıkça hükme bağlanmıştır. Aynı şekilde, üçüncü kişileri bağlayıcı şekilde etkileyen tedbir ya da haciz kararlarının da hakemlerce tesis edilmesi mümkün değildir. Bu sınırlamalar çerçevesinde, tarafların İcra ve İflas Kanunu ile Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümleri uyarınca mahkemelere başvurma hakları saklı tutulmuştur. Ayrıca, madde 6/3 gereği, hakemlerce verilen geçici koruma kararına kendi rızasıyla uymayan taraf aleyhine, mahkemelere başvurulabileceği de düzenlenmiştir.
HMK madde 414 ise, tahkim yargılamasında geçici hukuki koruma ve delil tespiti taleplerine ilişkin esasları düzenlemektedir. Anılan madde uyarınca, taraflar aksini kararlaştırmadıkça, hakem veya hakem heyeti, taraflardan birinin talebi üzerine ihtiyati tedbir veya delil tespiti kararı verebilir. Ayrıca, hakem bu tür kararların uygulanmasını bir teminat verilmesi koşuluna bağlayabilir.
Maddenin ikinci fıkrasında, hakem tarafından verilen tedbir kararlarının icrasının, geçerli bir tahkim sözleşmesi bulunması şartıyla, mahkeme tarafından sağlanabileceği hükme bağlanmıştır. Yani hakem kararı doğrudan icraya konu edilemez; mahkeme onayı gereklidir.
Üçüncü fıkrada ise istisnai bir durum öngörülmüştür: Eğer hakem, hakem kurulu ya da taraflarca belirlenen kişi, zamanında veya etkin biçimde hareket edemeyecekse, bu durumda taraflar mahkemeye doğrudan başvurarak ihtiyati tedbir ya da delil tespiti talebinde bulunabilir. Ancak böyle bir engel yoksa, mahkemeye yapılacak başvuru ya hakem kurulunun iznine ya da taraflar arasındaki yazılı bir anlaşmaya dayanmak zorundadır.
Son olarak, maddenin beşinci fıkrası, hakem veya hakem heyetine, mahkemece verilen tedbir kararlarını değiştirme veya kaldırma yetkisi tanımaktadır. Bu düzenleme, tahkim yargılamasında hakem heyetinin yetki alanını güçlendirmekte ve yargılamaya yön verme kapasitesini artırmaktadır.
ISTAC – İstanbul Tahkim Merkezi, 2016 yılında Acil durum hakemi uygulamasını kurallarına eklemiş olup, ISTAC Tahkim Kuralları 31. Maddesi ile Geçici Hukuki Koruma Önlemleri düzenlenmiştir. Buna göre; “Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça, Tek Hakem veya Hakem Kurulu’nun göreve başlamasının beklenemeyeceği ölçüde acil bir durumun varlığı halinde, geçici hukuki korumaya ihtiyaç duyan taraf, İstanbul Tahkim Merkezi Acil Durum Hakemi Kuralları (Ek-1) uyarınca Sekretarya’ya başvurabilir.”
İstanbul Tahkim Merkezi (ISTAC) Kuralları’na 1 numaralı ek ile getirilen düzenlemelere göre, Acil Durum Hakemi’ne başvuruda bulunabilmek için tarafın tahkim talebinde bulunmuş, dava dilekçesi sunmuş ya da karşı tarafın cevabını almış olması zorunlu değildir. Başvuru, ISTAC Sekretaryası tarafından alındıktan sonra en geç iki iş günü içerisinde Acil Durum Hakemi atanır. Atamanın ardından, Acil Durum Hakemi yedi gün içerisinde kararını verir. Verilen bu karar, taraflar açısından bağlayıcı niteliktedir ve tarafların kararı gecikmeksizin yerine getirmesi gerekmektedir.
İTOTAM – İstanbul Ticaret Odası Tahkim Merkezi, 2016 yılında tahkim kurallarına Ek III ile acil durum hakemliğini dahil etmiştir.
Tahkim Sözleşmesinde aksi kararlaştırılmamışsa, taraflardan birinin tahkim sekretaryası aracılığıyla acil durum hakemine başvurmuş olması, aynı konuda devlet mahkemelerinden ihtiyati tedbir talep etmesini engellemez. Aynı şekilde, tarafın önceden devlet mahkemelerine başvurmuş olması da acil durum hakemi mekanizmasına erişimini veya tahkim yargılamasının yürütülmesini engelleyecek bir durum oluşturmaz. Nitekim ICC Kuralları madde 29(7), acil durum hakemine başvuru olanağının mevcut olmasının, mahkemeye yapılacak başvuruların önünü kesmeyeceğini açıkça ifade etmektedir. Istac Acil Durum Hakemi Kuralları madde 1’in 3. fıkrasında da tarafların geçici hukuki koruma talep etme haklarının saklı tutulduğu görülmektedir.
4.Acil Durum Hakeminin Yetkileri ve İşlevi
Acil durum hakemleri, tahkim şartı içeren sözleşmeler çerçevesinde hareket eder ve ilgili tahkim kurallarına tabi olarak görev yapar. Acil durum hakemlerinin yetkileri aşağıdaki gibidir;
- Geçici Hukuki Koruma Sağlamak: Taraflardan birinin haklarının telafisi imkânsız zararlara uğramaması için ihtiyati tedbir veya ihtiyati haciz niteliğinde kararlar alabilir.
- Hızlı Karar Mekanizması Sunmak: Acil durum hakeminin yetkisi dahilinde olan süreç, günler hatta saatler içinde sonuçlanabilir.
- Tahkim Sürecini Desteklemek: Nihai hakem heyeti oluşana kadar tarafların hukuki güvenliğini sağlamak amacıyla, uyuşmazlığın ana hatları hakkında ön değerlendirme yapabilir.
- Yalnızca geçici nitelikte kararlar almak: Verdiği kararlar, nihai hakem heyetinin oluşmasıyla birlikte heyetin takdirine bırakılır; heyet bu kararları değiştirme, kaldırma veya onama yetkisine sahiptir.
- Taraflar bakımından bağlayıcı karar vermek: ISTAC kuralları uyarınca Acil Durum Hakemi tarafından verilen kararlar taraflar için bağlayıcıdır ve taraflarca derhal yerine getirilmesi gerekir.
Acil Durum Hakemi’nin işlevi, özellikle ticari uyuşmazlıklarda zamanın çok önemli olduğu ve hakem heyetinin oluşmasının uzun sürebileceği durumlarda belirginleşir. İşlevleri şu şekilde özetlenebilir:
- Adil yargılanma hakkını korumak: Taraflardan birinin hakkının telafisi imkânsız şekilde zedelenmesini önler.
- Zamana duyarlı durumlara hızlı müdahale etmek: Örneğin bir varlığın yok edilmesini önlemek, bir sözleşmenin haksız şekilde sona erdirilmesini durdurmak gibi acil eylemler gerektiren hallerde çözüm sağlar.
- Taraflar arasında güç dengesini korumak: Uyuşmazlık çözüm sürecinde daha güçlü durumda olan tarafın, süreci kötüye kullanarak zayıf tarafı mağdur etmesini engeller.
- Ölçülülük: Acil durum hakeminin, geçici koruma kararı verirken ölçülülük ilkesini gözetmesi gerekir. Karşı tarafın üstleneceği yük, başvuru sahibinin elde edeceği menfaatle orantılı olmalı ve bu yük, duruma göre aşırı nitelikte olmamalıdır. Bu çerçevede, geçici hukuki koruma önlemlerinin uygulanmasında çoğunlukla teminat koşulu aranmaktadır. Bu da, olası bir yanlış karar durumunda zararın teminattan tazminini mümkün kılar.
5. Acil Durum Hakemi Kararlarının Hukuki Niteliği ve Bağlayıcılığı
Acil durum hakeminin verdiği kararlar, ilgili tahkim kurumu kurallarına bağlı olarak değişkenlik gösterebilir. Örneğin, ICC (Uluslararası Ticaret Odası) ve SIAC (Singapur Uluslararası Tahkim Merkezi) gibi önde gelen tahkim kurumları, acil durum hakeminin kararlarını bağlayıcı kabul etmekte ve tarafların bu kararlara uymasını öngörmektedir. Ancak, bazı yargı sistemleri acil durum hakemi kararlarını doğrudan icra edilebilir bulmaz ve tarafların yerel mahkemelerde ayrıca icra talebinde bulunmasını gerektirebilir. Bir kararın verildiği ülke dışında icrası isteniyorsa, icranın gerçekleştirileceği ülkede tenfiz prosedürüne başvurulması gerekir. Bu prosedürün başarıyla tamamlanması halinde, karar cebri icra yoluyla uygulanabilir hale gelir.
Acil Durum Hakemi tarafından verilen kararlar, esas hakem heyetinin kararları gibi “nihai” değil, “geçici nitelikli”dir. Bu kararlar, tahkim yargılaması esnasında ortaya çıkabilecek telafisi güç zararların önlenmesini amaçlayan ve tahkim sonunda verilecek karara kadar tarafların hukuki durumunu geçici olarak düzenleyen tedbir kararları niteliğindedir. Dolayısıyla, bu kararlar esas hakkın halli değil, mevcut durumun korunmasına yöneliktir. Dolayısı ile, Acil Durum Hakeminin vermiş olduğu kararlar, hakem heyetinin atanmasıyla birlikte yeniden değerlendirme konusu olabilir ve heyet, Acil Durum Hakemi kararını kaldırabilir, değiştirebilir veya onaylayabilir.
Acil Durum Hakemi kararlarının devlet yargı organları nezdinde tenfizi ise ülkeden ülkeye farklılık gösterebilir. Bu kararlar bazı hukuk sistemlerinde nihai tahkim kararı olarak kabul edilmediği için New York Sözleşmesi kapsamında tenfize konu olamayabilir. Ancak bu gibi durumlarda taraflar, Acil Durum Hakemi kararlarını mahkemeye sunarak tedbir talebini desteklemek veya mevcut tedbirin devamını sağlamak amacıyla kullanabilirler.
Sonuç
Her ne kadar Acil Durum Hakemi tarafından verilen kararlar, içeriği ve amacı itibariyle yerel mahkemelerce verilen geçici hukuki koruma tedbirlerine benzerlik gösterse de, bu kararların tahkim yargılamasına içkin özel nitelikler taşıdığı unutulmamalıdır. Bu nedenle, söz konusu kararlar klasik yargı sisteminin değil, tahkimin özerk ve esnek yapısının bir ürünü olarak değerlendirilmelidir. Ne var ki, bu kurumun hukuki geçerliliği ve bağlayıcılığı konusunda yargı mercilerinin nasıl bir tutum benimseyeceği, özellikle Türkiye gibi devlet mahkemelerinin tahkim kararlarıyla ilişkisini sınırlı yorumladığı ülkelerde halen tartışma konusudur. Uygulamada, mahkemelerin Acil Durum Hakemi kararlarını doğrudan tanıyıp uygulamasa da, tahkim yargılamasının etkinliğini ve otoritesini zedelemeyecek şekilde bu kararları göz önünde bulundurduğu ve zaman zaman bu kararlara paralel yaklaşımlar benimsediği gözlemlenmektedir. Bu durum, tahkimin alternatif uyuşmazlık çözüm mekanizması olarak gelişimine katkı sağlamakta ve tarafların acil hukuki koruma beklentilerini daha esnek bir zeminde karşılayabilmesine olanak tanımaktadır.
Kaynakça
- ICC Arbitration Rules, 2021. Article 29 and Appendix V.
- SIAC Arbitration Rules, 2016. Schedule 1.
- LCIA Arbitration Rules, 2020. Articles 9A and 25.
- HKIAC Administered Arbitration Rules, 2018. Schedule 4.
- ICDR International Arbitration Rules, 2021. Article E.
- ISTAC Acil Durum Hakemi Kuralları, 2016. EK 1
- Born, Gary B., (2021) International Commercial Arbitration (3rd ed.). Kluwer Law International.
- Şahiner, Duygu D., “Tahkim Yargılamasında Acil Durum Hakemi” Kılınç Hukuk & Danışmanlık, 2023.
- Bilgetekin, N. Tuğçe, “Acil Durum Hakemliği” Public and Private International Law Bulletin, Volume: 36, Issue: 1, 33-72
- Uyanık M. Ece, “Tahkim Yargılamasında Acil Durum Hakemi” İstanbul Bilgi Üniversitesi Lisansüstü Programlar Enstitüsü Hukuk Yüksek Lisans Programı, 2019.
- Saygın, Beyza. “Uluslararası Ticari Tahkimde Geçici Hukuki Koruma” Alternatif Uyuşmazlık Çözümü Dergisi Journal of Alternative Dispute Resolution Yıl: 2022 Cilt: 1 Sayı: 1