KANUNUN DÜZENLEMESİ VE SUÇUN TANIMLANMASI
Ödeme hizmetleri ve elektronik para kuruluşları açısından (Kuruluş) itibarın zedelenmesi suçu, 6493 Sayılı Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanunun “İtibarın Zedelenmesi” başlıklı yedinci bölümü yaptırımlar ve soruşturma ve kovuşturma usulü başlığının itibarın zedelenmesi alt başlığında yer alan 33. maddesinde düzenlenmiştir. İlgili madde; “9/6/2004 tarihli ve 5187 sayılı Basın Kanununda belirtilen araçlarla ya da radyo, televizyon, video, internet, kablolu yayın veya elektronik bilgi iletişim araçları ve benzeri yayın araçlarından biri vasıtasıyla; bu Kanun kapsamındaki sistem işleticisinin, ödeme kuruluşunun ve elektronik para kuruluşunun itibarını kırabilecek veya şöhretine ya da servetine zarar verebilecek bir hususa kasten sebep olanlar veya bu yolla asılsız haber yayanlar bir yıldan üç yıla kadar hapis ve bin günden iki bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.” şeklinde düzenlenmiştir.
Bu düzenle ile İtibarın Zedelenmesi suçu, ancak belirli araçlar vasıtasıyla işlenmeleri halinde suçun oluşabileceği kabul edilmiştir.
İLGİLİ SUÇ KAPSAMINDA KORUNAN HUKUKİ DEĞER
İtibarının zedelenmesi suçunda; korunan hukuki değer, suçun bizatihi konusunu teşkil eden, Kuruluş’un “itibarı”, “şöhreti” ve “serveti” üzerindeki malvarlıksal temelli menfaatleridir. Burada itibar, kısaca saygınlık, prestij, güvenilirlik; şöhret, genellikle olumlu anlamda tanınmışlık, ün, san; servet ise varlık, zenginlik anlamındadır.
Finans sektöründe faaliyet gösteren kuruluşların, itibar, şöhret ve servet gibi soyut toplumsal olgular üzerinde hukuken korunan menfaatlerinin zedelenmesi son derece olumsuz etkiler doğurmaya adaydır. Mevzuat kapsamında olan bu kuruluşların özü bizatihi para olduğu sistemlerdir. İnsanların ve çalışmış olduğu şirketlerin tercihleri elbette ki temelde “güven esasına” dayanmaktadır. Bir başka ifade ile kuruluşların, bu amaçla diğer yatırım araçlarına ve de birbirlerine tercih edilmesi çoğunlukla bu güven ilişkisine dayalıdır. Belirtilen kavramlara yönelik eylemler, kuruluşların belli pozisyonlarına dayalı olarak değişen malvarlıksal temelli menfaatlerini de etkileyecektir.
NEDEN ÖZEL DÜZENLEME YAPILMIŞTIR?
Gerek Türk Ceza Kanunu 125. maddesinde düzenlenen hakaret suçu gerekse de Türk Ticaret Kanunu 62. maddesinde düzenlenen haksız rekabet suçları ile yukarıda açıklanan menfaatler tüm bireyler için korunmaktadır.
Yazıda belirtilen bu kavramlar açısından hem bireylerin hem de diğer tüzel kişilerin malvarlıksal menfaatlerinin olmasına rağmen kuruluşlara yönelik neden özel düzenleme yapıldığı hususu şu şekilde açıklanabilir: Finans sektöründe güvenin sarsılması, kuruluşun zararına olduğu gibi buna ek olarak iki neticeye de sebebiyet verecektir. Bunlardan birincisi, o kuruluşa güvenerek yatırım yapan, mevduat yatıran kişilerin bu paralarını geri almaları gibi son derece mühim bir sakıncanın doğmasıdır. Böyle bir riskin telaffuzu bile mudilerin ekonomik varlıklarını ciddi anlamda sarsacaktır. Bu da hem malvarlıksal kaybına hem de kamu düzeninin bozulmasına yol açabilecektir. İkincisi ise, sektörde oluşacak güvensizlik sonucu, elektronik paranın ihracı ve kamu faaliyetlerini etkileyecek nitelikte olmasıdır. Kuruluşların itibarıyla ilgili olumsuz gelişmeler veya olumsuz gelişmeler olduğuna dair gerçeği yansıtmayan beyanlar, sektöre karşı genel bir güvensizlik ortamının oluşmasına neden olabilir. Bu güvensizlik, ödeme sistemlerinin, elektronik para ile ilgili işlemlerin ve sektördeki diğer faaliyetlerin verimli bir şekilde işlemesini engelleyebilir. Sektördeki güven kaybının, elektronik para sistemlerinin işleyişi ve kamu düzeni üzerinde daha geniş çapta etkiler yaratabilir. Elektronik paranın güvenli bir şekilde işleyişi, finansal sistemin düzgün çalışabilmesi için kritik öneme sahiptir. Eğer bu güven zedelenirse, hem bireyler hem de kurumlar kuruluşlara olan güvenlerini kaybedebilir, bu da büyük bir ekonomik ve toplumsal krizlere sebep olabilir.
Sonuç olarak, 6493 sayılı Kanun’un 33. maddesinde belirtilen suç, yalnızca bireysel bir kuruluşun itibarını değil, sektörün genel işleyişini ve kamu düzenini de tehdit edebilecek eylemleri kapsamaktadır.
SUÇUN FAİLİ VE MAĞDURU
Suçun faili, kanunda belirtilen tipik hareketi bizzat veya başkası vasıtasıyla gerçekleştiren kişidir. Kuruluşların itibarının zedelenmesi suçu açısından suçun faili, “5187 sayılı Basın Kanununda belirtilen araçlarla ya da radyo, televizyon, video, internet, kablolu yayın veya elektronik bilgi iletişim araçları ve benzeri yayın araçlarından biri vasıtasıyla; itibarını kırabilecek veya şöhretine ya da servetine zarar verebilecek bir hususa kasten sebep olan ya da bu yolla asılsız haber yayan kişi”dir.
Suçun mağduru, hukuka aykırı fiilin mağduru olan Kuruluşlardır.
SUÇUN TEMEL HALİ AÇISINDAN TİPİK SEÇİMLİK HAREKETLER
- Kuruluşların itibarın kırabilecek veya şöhretine ya da servetine zarar verebilecek bir hususa kasten sebep olması,
- Kuruluşlar hakkında olumsuz nitelikte asılsız haberin yayılması.
SUÇUN MANEVİ UNSURU
- Kast: Suçun manevi unsuru, suçun işlenmesinde kastın bulunmasıdır. Yani, kişi, kuruluşların itibarını zedelemeyi bilerek ve isteyerek amaçlamalıdır. Suçun faili, bu kuruluşların itibarını kötü niyetle ve kötü bir şekilde zedelemeyi hedeflemelidir.
- Zedelenme Amacı: Suçun işlenmesi sırasında, failin amacı, ilgili kuruluşun itibarını zedelemek ve bu kuruluşun ticari veya finansal itibarına zarar vermek olmalıdır. Bu zedelenme, toplumda kuruluşun olumsuz bir şekilde algılanmasını sağlamak için yapılır.
Sonuç olarak, bu suçun manevi unsuru, failin kuruluşların itibarını bilerek ve isteyerek zedelemeyi hedeflemesi ve bu amacı gerçekleştirmek için kasten hareket etmesidir.
SONUÇ
Bir ödeme ve elektronik para kuruluşunun itibarı, şöhreti ve serveti en önemli varlığıdır. Bu nedenle bunlar üzerindeki menfaatlerin ihlali, kuruluş açısından telafisi imkansız zararlar doğurabilecektir. Kuruluşların asılsız sebeplerle itibarının zedelenmesi durumunda hem kuruluşun kendisi hem de kuruluşa güvenerek finans işlemleri yapan mudileri de büyük zararlara uğrayabilecektir. İşbu sebeple bu suçun yapısı icabı bir tehlike suçu olduğunu belirtmek gerekir. Bu nedenlerle seçimlik hareket açısından da zarar neticesi aranmayacaktır.
İtibarının zedelenmesi, salt bir ticari kuruluşun itibarının zedelenmiş olmasından çok daha geniş bir anlamsal çerçeveye etki sahiptir. Bu sebeple itibarın zedelenmesi suçunu da bu kapsamda değerlendirmek ve uygulamak gerekir.
Kaynakça:
Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun