- Giriş
İş sözleşmeleri, işçi ve işveren arasındaki hak ve yükümlülükleri düzenleyen, işçinin işverene bağımlı olarak belirli veya belirli olmayan süreyle iş görmeyi ve işverenin de ona zamana veya yapılan işe göre ücret ödemeyi üstlendiği sözleşmelerdir. İş hukuku, işçiyi koruyucu hükümler içerirken, aynı zamanda işverenin de ticari sırlarını ve müşteri portföyünü koruma ihtiyacını gözetir. Bu kapsamda iş sözleşmelerine konulan rekabet yasağı maddeleri, işverenin korunmaya değer menfaatlerini güvence altına almayı amaçlamaktadır. Ancak bu tür düzenlemeler, işçinin ekonomik geleceğini ve çalışma özgürlüğünü kısıtladığından, hukuki açıdan belirli şartlara bağlanmıştır.
Rekabet yasağı, işçinin işverene karşı olan sadakat borcunun bir gereği olup, iş sözleşmesi devam ettiği sürece kanundan doğan bir yükümlülük olarak kabul edilir. Buradaki sadakat borcu kaynağı, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nda düzenlenen dürüstlük kuralıdır. Ancak, iş sözleşmesinin sona ermesiyle birlikte bu yükümlülüğün devam edebilmesi için yazılı bir rekabet yasağı sözleşmesi yapılması gerekmektedir. Rekabet yasağı, işçinin işverene karşı sadakat borcu olması sebebiyle iş sözleşmesinde özel bir hükümle belirlenebileceği gibi, işçi ve işveren arasında rekabet yasağına bir sözleşme yapılması da mümkündür. İş hukuku çerçevesinde rekabet yasağının kapsamı, süresi ve geçerlilik şartları belirli yasal düzenlemelere tabidir.
Bu çalışmada, iş sözleşmelerinde yer alan rekabet maddesinin hukuki niteliği, dayanakları, sınırları ve uygulanabilirliği incelenecektir.
- Rekabet Yasağı Kavramı ve Hukuki Dayanağı
Rekabet yasağı, işçinin iş sözleşmesi sona erdikten sonra belirli bir süre boyunca işverenle doğrudan veya dolaylı olarak rekabet etmesini yasaklayan bir sözleşme hükmüdür. Bu yasak, işverenin müşteri çevresini, ticari sırlarını ve rekabet avantajını korumaya yönelik olarak düzenlenmiştir.
Türk hukukunda rekabet yasağına ilişkin düzenlemeler doğrudan 4857 sayılı İş Kanunu’nda (“4857 sayılı Kanun”) yer almamakta, ancak 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (“6098 sayılı Kanun”) 444-447. maddeleri bu konuya özel hükümler getirmektedir. 6098 sayılı Kanun’un 444. maddesine göre, fiil ehliyetine sahip olan işçi, işverene karşı iş sözleşmesinin sona ermesinden sonra herhangi bir biçimde rekabet etmeyeceğini yazılı olarak taahhüt edebilir. Ancak bu taahhüdün geçerli olabilmesi için bazı şartların sağlanması gerekmektedir.
Bu çerçevede, iş hukukunda rekabet etmeme borcu iki ana başlık altında incelenmektedir:
- İş sözleşmesi devam ederken rekabet yasağı
- İş sözleşmesi sona erdikten sonra rekabet yasağı
Bu iki durum arasındaki temel fark, iş sözleşmesi devam ederken işçinin rekabet etmeme yükümlülüğünün sadakat borcuna dayanması, iş sözleşmesi sona erdikten sonra ise bu yükümlülüğün ancak yazılı bir anlaşma ile devam edebilmesidir.
- İş Sözleşmesi Devam Ederken Rekabet Yasağı
İş ilişkisi devam ederken işçinin rekabet borcu sadakat yükümlülüğünden kaynaklanmaktadır. İş ilişkisi son bulunca bu yükümlülüğü de sona ermektedir.
İşçinin rekabet etmeme borcu, işçinin iş görme ve sadakat borçları gibi her iş sözleşmesi için geçerli olan borçlarından değildir. İş görme ve sadakat borcu, sözleşmede açıkça kararlaştırılmamış dahi olsa her iş sözleşmesinde bulunurken, rekabet etmeme borcu ancak iş sözleşmesi taraflarının bunu açıkça kararlaştırmış olması halinde ortaya çıkmaktadır. İşçinin iş sözleşmesi süresince, işverenle rekabet etmeme borcunun temelinde 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 2. maddesinde yer alan doğruluk ve güven ilkesi vardır.
Bunun gibi, 4857 sayılı Kanun’un 25/II-e hükmünde yer alan “işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışta bulunması” hükmünün rekabet etmeme borcunu da kapsadığı kabul edilmektedir. Ayrıca rekabet etmeme borcunun işçinin diğer borçlarından diğer farkı da rekabet etmeme sözleşmesi ile yüklenilen rekabet etmeme borcunun iş sözleşmesinin sona ermesinden sonraki dönemde hükümlerini doğurmasıdır. Yani, rekabet yasağı sözleşmesi ile, kanundan doğan sadakat borcu sözleşmenin sona ermesinden sonraki belirli bir süre için daha yürürlükte tutulmaktadır. Böyle bir sözleşme yoksa iş sözleşmesinin sona ermesinden sonra işçinin işverene ait iş yerinde öğrendiği bilgileri, Türk Ticaret Kanunu’ndaki haksız rekabet hükümleri ile çelişmeden kullanabilmesi ve eski işvereni ile rekabet etmesi mümkündür. Buna engel bir düzenleme bulunmamaktadır.
Ancak, iş sözleşmesi devam ederken işçinin tamamen aynı sektörde olmamakla birlikte benzer bir alanda faaliyet göstermesi durumunda, rekabet yasağı açısından sınırların belirlenmesi önemlidir. Yargıtay kararlarına göre, işçinin mesleki bilgi ve becerilerini kullanması genel olarak rekabet yasağına aykırı görülmemekte, ancak müşteri çevresine veya işverenin ticari sırlarına erişimi olan çalışanlar açısından bu husus daha sıkı değerlendirilmektedir.
- İş Sözleşmesi Sona Erdikten Sonra Rekabet Yasağı
İş sözleşmesi sona erdikten sonra işçinin rekabet etmeme borcu, ancak yazılı bir sözleşmeyle geçerli olabilir. 6098 sayılı Kanun’un 444. maddesi, işçinin işvereni ile rekabet etmeme yükümlülüğünü ancak yazılı bir sözleşme ile üstlenebileceğini ve bunun bazı sınırlamalara tabi olduğunu belirtmektedir.
Bu sözleşmenin geçerliliği için şu şartlar aranır:
- Geçerli bir iş sözleşmenin bulunması: İş ilişkisinin kurulması için iş sözleşmesinin yazılı şekilde imzalanmış olması zorunluluğu bulunmamaktadır. Ancak geçerli bir iş ilişkisi, sözlü de olsa iş sözleşmesi bulunmalıdır.
- İşverenin korunmaya değer bir menfaatinin bulunması: Rekabet yasağı, yalnızca işverenin müşteri çevresi veya ticari sırları gibi korunmaya değer menfaatleri olduğunda geçerlidir.
- Yazılılık şartı: Rekabet yasağı sözleşmesi yazılı olmalıdır.
- Süre, yer ve konu bakımından sınırlamalar: 6098 sayılı Kanun’un 445. maddesi, rekabet yasağının işçinin ekonomik geleceğini tehlikeye atacak ölçüde geniş olamayacağını ve süresinin kural olarak iki yılı aşmaması gerektiğini düzenlemektedir.
- İşçinin fiil ehliyeti: İşçinin, rekabet yasağı sözleşmesi yapabilecek hukuki ehliyete sahip olması gerekmektedir.
Bu şartlardan biri eksikse, rekabet yasağı sözleşmesi geçersiz sayılır.
- Rekabet Yasağının Sınırları ve Geçerliliği
Rekabet yasağına ilişkin sınırlamalar, işçinin temel hak ve özgürlüklerini korumaya yöneliktir. İşverenin menfaatleri ile işçinin çalışma hakkı arasında adil bir denge kurulmalıdır.
Yargıtay kararlarına göre, işçinin yalnızca mesleki bilgi ve becerisinden kaynaklanan rekabet yasağı geçerli değildir. İşçinin, işverene zarar verebilecek ölçüde müşteri çevresine ve ticari sırlarına erişim sağlamış olması halinde rekabet yasağı geçerli kabul edilmektedir. Ayrıca, geniş kapsamlı ve coğrafi olarak tüm ülkeyi kapsayan rekabet yasakları da işçinin ekonomik geleceğini aşırı derecede kısıtladığı için geçersiz sayılmaktadır.
- Rekabet Yasağının İhlali ve Hukuki Sonuçları
Rekabet yasağına aykırı davranan işçi hakkında işverenin hukuki yollara başvurması mümkündür. Bu kapsamda işverenin başvurabileceği bazı hukuki yollar şunlardır:
- Tazminat Davası: İşveren, rekabet yasağına aykırı hareket eden işçiden uğradığı zararın tazminini talep edebilir.
- Cezai Şart: Rekabet yasağı sözleşmesine cezai şart konulmuşsa, işçi bu yükümlülüğe aykırı davrandığında belirlenen miktarda cezai şart ödemek zorunda kalabilir.
- İhtiyati Tedbir: İşveren, mahkemeden işçinin belirli bir sektörde veya belirli bir coğrafi bölgede çalışmasını engelleyici tedbirler almasını talep edebilir.
- Rekabet Etmeme Borcunun Sona Ermesi
6098 sayılı Kanun’un 447/1 maddesi; “Rekabet yasağı, işverenin bu yasağın sürdürülmesinde gerçek bir yararının olmadığı belirlenmişse sona erer. Sözleşme, haklı bir sebep olmaksızın işveren tarafından veya işverene yüklenebilen bir nedenle işçi tarafından feshedilirse, rekabet yasağı sona erer.” şeklindedir.
- Sonuç
İş sözleşmelerinde yer alan rekabet yasağı, işverenin korunmaya değer menfaatlerini güvence altına almak amacıyla düzenlenmekle birlikte, işçinin çalışma hakkını aşırı şekilde kısıtlamaması gerekmektedir. Rekabet yasağı sözleşmeleri, işverenin korunmaya değer menfaatleri, işçinin ekonomik geleceği ve sözleşmenin belirli bir süre, yer ve konu bakımından sınırlandırılması hususları gözetilerek değerlendirilmelidir.
Kaynakça
- Türk Borçlar Kanunu, m. 444-447.
- Süzek, İşçinin Rekabet Etmeme Borcu
- Manav, A. Eda. “İş Hukukunda Rekabet Yasağı Sözleşmesinin Geçerlilik Koşulları.” TBB Dergisi, Sayı 87, 2010 .
- Yargıtay 9. ve 11. Hukuk Dairesi Kararları.