- Giriş: Düzenleyici Çerçevenin Tamamlanması
Türkiye’nin e-ticaret sektörü, 2022 yılında 6563 sayılı Kanun’da yapılan radikal değişikliklerle yeni bir hukuki evreye girmiştir. Ancak kanunlar, ilkesel çerçeveyi çizerken, asıl “nasıl” sorusunun cevabını yönetmeliklere bırakır. Bu bağlamda, 29 Aralık 2022’de yürürlüğe giren “Elektronik Ticaret Aracı Hizmet Sağlayıcı ve Elektronik Ticaret Hizmet Sağlayıcılar Hakkında Yönetmelik”, kanunun soyut hükümlerini somutlaştıran temel uygulama metnidir.
Bu makalenin odak noktası, Yönetmelik ile detaylandırılan ve kamuoyunda “ertelenen hükümler” olarak bilinen yükümlülüklerin güncel durumudur. 2025 yılı Kasım ayı itibarıyla, Yönetmelik’in Geçici Madde 1 ve Madde 35’inde öngörülen kademeli geçiş takviminin sonuna gelinmiştir.
1 Ocak 2023 , 1 Ocak 2024 ve son olarak 1 Ocak 2025 tarihli yürürlük eşikleri aşılmış; ertelenen tüm hükümler tam olarak yürürlüğe girmiştir. Artık “uyum süreci” döneminden, “tam uygulama ve denetim” dönemine geçilmiştir.
2. Yönetmelik Kapsamındaki Düzenlemelerin Olumlu Yönleri
Kanun koyucunun amacı, “etkin ve adil rekabet ortamının tesis edilmesi” ve pazarda “kapı tutucu” (gatekeeper) olarak adlandırılan büyük ölçekli Elektronik Ticaret Aracı Hizmet Sağlayıcıların (ETAHS) pazar gücünü kötüye kullanmasını engellemekti. Yönetmelik, bu amaca hizmet eden hukuki araçları sağlamaktadır.
a. KOBİ’lerin (ETHS) Hukuki Güvencesi ve Haksız Uygulamaların Somutlaşması: Kanun, “haksız ticari uygulamaları” yasaklamıştı. Yönetmelik, Madde 11’de bu soyut kavramın içini doldurmuştur. Artık;
- Pazar yerinin, satıcıyı (ETHS) “kampanyalı mal veya hizmet satışına zorlaması”,
- Aracılık sözleşmesinde “geçmişe yönelik veya tek taraflı değişiklik yapması”,
- Büyük ölçekli ETAHS’lerin, satıcının “alternatif kanallardan aynı ya da farklı fiyattan mal veya hizmet sunmasını” kısıtlaması net bir şekilde “haksız ticari uygulama” olarak tanımlanmıştır. Bu, platformda satış yapan on binlerce KOBİ’ye, platforma karşı ileri sürebilecekleri net bir hukuki dayanak vermiştir
b. Adil Veri Kullanımı ve Satıcı Bağımlılığının Azaltılması: Ertelenen hükümlerden olan ve 1 Ocak 2024’te yürürlüğe giren Madde 21, rekabet hukuku açısından devrim niteliğindedir.
- Büyük platformların, satıcıdan (ETHS) veya alıcıdan elde ettiği verileri, “diğer ETHS’lerle rekabet ederken kullanması” net olarak yasaklanmıştır.
- Daha da önemlisi, satıcıya, sözleşme süresince ve sonrasında (1 yıl) kendi satış verilerine, ürün yorumlarına ve performans puanlarına “bedelsiz ve etkin şekilde” erişme ve bu verileri “taşıma” hakkı tanınmıştır. Bu, satıcının platforma olan teknik bağımlılığını (lock-in etkisi) azaltan, de lege lata (mevcut hukuk) açısından son derece olumlu bir gelişmedir.
c. Şeffaflık ve Denetim Altyapısı: Yönetmelik, platformlara “aracılık sözleşmesinde” sıralama ve tavsiye sistemlerinde kullanılan “parametreleri” ve “öncelik sıralamasını” açıklama zorunluluğu getirmiştir (Md. 15). Bu, algoritmik şeffaflık adına atılmış önemli bir adımdır.
3. Hukuki Çekinceler ve Olumsuz Yönler
Yönetmelik’in getirdiği yükümlülükler, hukukun temel ilkeleri olan “ölçülülük”, “teşebbüs hürriyeti” ve “mülkiyet hakkı” açısından ciddi tartışmaları beraberinde getirmiştir.
a. Lisans Zorunluluğu (Md. 30, 31) ve “Aşırı” Mali Yük: Ertelenen hükümlerin en ağırı olan ve 1 Ocak 2025 itibariyle yürürlüğe giren “elektronik ticaret lisansı” zorunluluğu, hukuki açıdan en sorunlu alandır.
- Hukuki Sorun: Lisans ücreti, platformun kârı (iktisadi başarısı) üzerinden değil, platform üzerinden geçen toplam net işlem hacmi üzerinden (ve Madde 31’de belirtilen katmanlı, fahiş oranlarla) hesaplanmaktadır.
- Analiz: Bu durum, “verginin yasallığı” ve “ölçülülük” ilkelerini zorlamaktadır. Zira bu bedel, bir idari düzenleme bedelinden çok, sektöre yönelik “cezalandırıcı bir mali yük” (punitif) olarak yorumlanmaya açıktır ve mülkiyet hakkına ağır bir müdahaledir.
- Güncel Gelişme: Yönetmelik’te 2025’te yapılan son değişiklikler ile lisans ücreti matrahından “yurt dışına yapılan satışlar” ve “yatırım teşvik belgeli” harcamaların indirilmesine olanak tanınması, bu ağır yükü hafifletmeye yönelik olumlu bir adım olsa da, ana hesaplama metodolojisindeki hukuki çekinceyi gidermemektedir.
b. Teşebbüs Hürriyetine Müdahale: Faaliyet Kısıtlamaları (Md. 19, 25, 26): 1 Ocak 2024 itibariyle yürürlüğe giren bu hükümler, Anayasal “teşebbüs hürriyeti” açısından en tartışmalı müdahalelerdir:
- Pazar yerlerinin, “kendisinin veya ekonomik bütünlük içinde bulunduğu kişilerin markasını taşıyan” (private label) ürünleri kendi platformunda satması yasaklanmıştır (Md. 19).
- Çok büyük ölçekli ETAHS’lerin, “ekonomik bütünlük içinde bulunduğu bankaların” kredi hizmetlerini veya “elektronik para kuruluşlarının” e-parasını sunması engellenmiştir (Md. 25).
- Çok büyük ölçekli ETAHS’lerin “eşya taşımacılığı” (kargo) faaliyeti yürütmesi yasaklanmıştır (Md. 26).
- Hukuki Analiz: Bu yasaklar, “dikey entegrasyon” olarak bilinen ve ticari hayatta verimlilik (efficiency) yaratan bir iş modeline doğrudan müdahaledir. Rekabeti koruma amacı meşru olsa da, kanun koyucunun denetim/gözetim yerine “faaliyet yasağı” gibi orantısız sert bir aracı seçmesi, hukuki açıdan savunulması güçtür.
c. Pazara Müdahale: Reklam ve İndirim Bütçesi Sınırları (Md. 28, 29): 1 Ocak 2023’ten beri yürürlükte olan bu maddeler, büyük platformların “reklam harcamalarını” ve “indirim bütçesini” (promosyon, kupon, ücretsiz kargo vb. ) net işlem hacimlerine oranla katı bir şekilde sınırlamaktadır. Bu, serbest piyasa koşullarına ve rekabetin doğasına (pazarlama faaliyetlerine) doğrudan bir idari müdahaledir.
4. Sonuç: Uygulama Dönemine Geçiş
2025 yılı itibarıyla, e-ticaret sektöründe “ertelenen hükümler” dönemi kapanmış, “tam uygulama ve idari yaptırım” dönemi başlamıştır. Yönetmelik , 6563 sayılı Kanun’un hedeflerini hayata geçirmek için gerekli idari detayları sağlamıştır.
Ancak bu Yönetmelik’in adil rekabeti koruma hedefi ile mülkiyet hakkı, teşebbüs hürriyeti ve ölçülülük ilkeleri arasında tehlikeli bir denge kurmaya çalıştığını görmekteyiz. “Ertelenen” hükümlerin yürürlüğe girmesiyle birlikte, hukuki mücadelenin odağı Anayasa Mahkemesi’ndeki soyut norm denetiminden, İdare Mahkemeleri’ndeki somut idari işlem (lisans ücretleri, idari para cezaları) iptal davalarına kayacaktır.
