Yazar: Av. Ekin Ezgi ŞIHBARAKLIOĞLU

Giriş Türk Borçlar Kanunu’nun 2011 yılında yürürlüğe giren 6098 sayılı yeni düzenlemesi, “sözleşmenin devri” kurumunu ilk kez açık bir şekilde düzenlemiştir. Eski Borçlar Kanunu döneminde sözleşmenin devri açıkça düzenlenmemiş, buna karşın doktrin ve Yargıtay kararları ile tarafların sözleşme özgürlüğü ilkesi uyarınca bu yönde tasarruflarda bulunabileceği kabul edilmiştir. Ancak bu dönemde sözleşmenin devri, alacağın temliki ve borcun nakli hükümleriyle açıklanmaya çalışılmış ve uygulamada önemli belirsizlikler doğmuştur. Yeni kanun ile birlikte bu belirsizlik ortadan kaldırılmış, sözleşmenin devri sui generis (kendine özgü) bir sözleşme türü olarak hüküm altına alınmıştır. Sözleşmenin devri, uygulamada özellikle şirket birleşmeleri, işyeri devri, kira ilişkilerinin sürdürülmesi gibi durumlarda büyük…

Read More

Anayasa’nın 12. maddesinde herkesin kişiliğine bağlı, dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve hürriyetlere sahip olduğu yer almakla bu hak ve hürriyetlerin özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasa’nın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve sadece kanunla sınırlanabileceği yer almakatdır. Yine Anayasa’nın 48/1 maddesi “Herkes, dilediği alanda çalışma ve sözleşme hürriyetlerine sahiptir. Özel teşebbüsler kurmak serbesttir.” şeklinde olup kişilerin diledikleri alanda çalışma ve sözleşme hürriyetlerine sahip oldukları ve özel teşebbüsler kurmanın serbest olduğu da açıkça belirtilmiştir. Bunun yanı sıra 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (“6098 sayılı Kanun”) 26. maddesi “Taraflar, bir sözleşmenin içeriğini kanunda öngörülen sınırlar içinde özgürce belirleyebilirler.” şeklinde olup sözleşme serbestisi…

Read More

Giriş İş sözleşmeleri, işçi ve işveren arasındaki hak ve yükümlülükleri düzenleyen, işçinin işverene bağımlı olarak belirli veya belirli olmayan süreyle iş görmeyi ve işverenin de ona zamana veya yapılan işe göre ücret ödemeyi üstlendiği sözleşmelerdir. İş hukuku, işçiyi koruyucu hükümler içerirken, aynı zamanda işverenin de ticari sırlarını ve müşteri portföyünü koruma ihtiyacını gözetir. Bu kapsamda iş sözleşmelerine konulan rekabet yasağı maddeleri, işverenin korunmaya değer menfaatlerini güvence altına almayı amaçlamaktadır. Ancak bu tür düzenlemeler, işçinin ekonomik geleceğini ve çalışma özgürlüğünü kısıtladığından, hukuki açıdan belirli şartlara bağlanmıştır. Rekabet yasağı, işçinin işverene karşı olan sadakat borcunun bir gereği olup, iş sözleşmesi devam ettiği…

Read More

Giriş Sözleşmeler tarafların uzun müzakereleri sonucu meydana gelen hukuki işlemlerdir. Sözleşme kurulmadan önce taraflar sözleşmenin amacı, şartları, içerdiği hak ve yükümlülükler üzerinde görüşmeler yaparlar. Sözleşme yapacak taraflar arasında Türk Medeni Kanunu’nun 2. maddesindeki dürüstlük kuralından kaynaklanan bir güven ilişkisi doğar. Bu nedenle taraflar arasında birbirlerine doğru bilgi verme, bilinmesi gereken konularda açıklama yapma, karşı tarafı muhtemel birtakım zararlardan uzak tutma şeklinde ifade edilen bazı koruma yükümlülükleri ortaya çıkar. Culpa in Contrahendo, Latincede “sözleşme müzakereleri sırasında kusur” anlamına gelir ve özellikle sözleşme öncesi aşamalarda tarafların davranışlarını düzenleyen bir sorumluluk türüdür. Culpa in Contrahendo sorumluluğu, sözleşme görüşmeleri esnasında tarafların dürüstlük ve güven…

Read More