İnternet sitesine erişimin engellenmesi;
Belirli bir internet sitesinin tamamına veya belirli bir içeriğe erişimin yetkili makamların kararı veya yetkili yargı mercileri tarafından geçici veya kalıcı olarak erişimin kısıtlanması işlemi olarak özetlenebilir. 5651 sayılı kanunun 2. maddesinin (o) fıkrasında erişimin engellenmesinin tanımı yapılmıştır. “Erişimin engellenmesi: Alan adından erişimin engellenmesi, IP adresinden erişimin engellenmesi, içeriğe (URL) erişimin engellenmesi ve benzeri yöntemler kullanılarak erişimin engellenmesini,” şeklinde ifade edilmiştir. Türk hukuku kapsamında erişim engeli talep edilebilecek dayanak kanun yolları esas alınarak incelenmiştir.
5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun
- Erişim engelleme kararı verilecek suçlar 5651 sayılı kanun 8/1 maddesinde katalog olarak sayılmıştır. 5651 sayılı Kanun kapsamında erişimin engellenmesi kararı verilmesi için ‘’yeterli şüphe’’ yeterli görülmüş olup, erişimin engellenmesine dair karar verilebilmesi için suçun işlenmiş olmasını kanun koyucu şart koşmamıştır.
- 5651 sayılı Kanun’un 8. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca, erişimin engellenmesine ilişkin kararlar soruşturma aşamasında hâkim, kovuşturma aşamasında ise mahkeme tarafından verilebilir. Ancak, soruşturma aşamasında gecikmesinde sakınca bulunan durumlarda Cumhuriyet savcısı da erişimin engellenmesine karar verebilir.
Kanun, Cumhuriyet savcısının işbu şekilde bir kararı verebilmesi için iki şart öngörmüştür:
- İlk şart, erişimin engellenmesi kararı verilmediği takdirde sakıncalı bir durumun ortaya çıkması gerekir.
- İkinci olarak ise, savcının verdiği kararın 24 saat içinde hâkimin onayına sunulması zorunludur. Hâkim, 24 saat içinde bu kararı onaylamazsa erişim engelleme tedbiri derhal kaldırılmalıdır.
Erişim engelleme kararı, uygulanmak üzere Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumuna gönderilir. Ayrıca, İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesine Dair Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 16. maddesi uyarınca, Başkanlık bu kararları Erişim Sağlayıcıları Birliğine iletmek ve uygulanmasını sağlamakla yükümlüdür.
- İlgili madde devamı “Gecikmesinde sakınca bulunan hallerde içeriğin çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesi” başlıklı 8/A maddesinde “yaşam hakkı ile kişilerin can ve mal güvenliğinin korunması, milli güvenlik ve kamu düzeninin korunması, suç işlenmesinin önlenmesi veya genel sağlığını korunması” sebepleriyle ile ilgili bakanlıkların talebi üzerine Kurum Başkanı internet ortamında yer alan yayınla ilgili olarak içeriğin çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesine karar verebilmektedir.
- Anayasa Mahkemesi 11.10.2023 tarih ve 2020/76 Esas, 2023/172 Karar sayılı kararı ile iptal edilen 5651 sayılı Kanun’un 9. maddesi uyarınca “İnternet ortamında yapılan yayın içeriği nedeniyle kişilik haklarının ihlal edildiğini iddiasıyla” doğrudan sulh ceza hakimine başvururak içeriğin çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesi yolu da sıkça kullanılan bir madde idi.. İlgili Anayasa Mahkemesi kararı tarafından 5651 sayılı Kanun’un 9. maddesinin iptal edilmesi sonrası,yasa koyucu tarafından herhangi bir düzenleme yapılmadığı için Kanunda bu noktada boşluk mevcuttur. Bu sebeple doğrudan sulh ceza hakimliğine ilgili Kanun maddesine dayanılrak yapılan başvurulardan sonuç alınamamaktadır. Bu husus;
Ankara 9. Sulh Ceza Hakimliği 2025/190 D. İş numaralı 03.01.2025 tarihli karar ile ide “Hâkimliğimizce yapılan inceleme ve değerlendirmede; Anayasa Mahkemesi’nin 11/10/2023 tarihli ve E:2020/76, K:2023/172 Sayılı Kararı ile 5651 Sayılı Kanunun 9. Maddesinin iptaline karar verildiği, kararın 10/10/2024 tarihinde yürürlüğe girdiği ve başkaca yasal düzenlemenin yapılmadığı, bu nedenle talep edenin yasal dayanağı olmayan talebinin reddine karar vermek gerekmiş olmakla aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” şeklinde değerlendirilen örnek bir başvurudan da anlaşılmaktadır.
- Diğer yandan, 5651 sayılı Kanun devamında düzenlenmiş olan 9/A maddesi uyarınca doğrudan sulh ceza hakimliğine başvuru yolunun kapanması ile “özel hayatının gizliliğinin ihlal edildiği iddia eden kişiler” Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumuna doğrudan başvurarak içeriğe erişimin engellenmesi tedbirinin uygulanmasını isteyebilmektedirler.
6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu ile sınai mülkiyet hakları koruma altına alınmış olup, bu kanunun 159. maddesi ihtiyati tedbir kararlarının kapsamı ve şartlarını düzenlemektedir. Kanun metninde erişimin engellenmesine ilişkin açık bir düzenleme bulunmamakla birlikte, marka tecavüzü ve haksız rekabet gibi fiillerin internet üzerinden gerçekleşmesi durumunda, 6769 sayılı Kanun’un Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na (HMK) yaptığı atıf doğrultusunda sakıncayı ortadan kaldıracak veya zararı önleyecek her türlü tedbire, HMK’nın 391. maddesi uyarınca karar verilmesi mümkündür.
Ayrıca, Fikri ve Sınai Haklar Mahkemelerinin, bu kapsamda görülen davalarda ihtiyati tedbir olarak erişimin engellenmesi kararları verebileceği, Bölge Adliye Mahkemelerinin yerleşik kararlarıyla da kesinlik kazanmıştır. Bu nedenle hâkimlerin, hükmün etkinliğini sağlamak amacıyla talep üzerine erişimin engellenmesi de dahil olmak üzere gerekli her türlü tedbiri alabilmesi mümkündür.
4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu
4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun 24. maddesi ile birlikte kişilik haklarının ve koruma mekanizmalarının düzenlenmiştir. Kişilik hakkı, kişinin hukuk düzeni tarafından korunan bireysel değerleridir ve bu değerler üzerinde sahip olduğu hakları ifade eder. Kişi, bu haklarını her türlü kişi ve kuruma karşı ileri sürebilir ve korunmasını talep edebilir. Kişilik haklarına sahip olma açısından, gerçek kişiler ile tüzel kişiler arasında bir ayrım bulunmamaktadır. Gerçek kişilerin sahip olduğu yaşam hakkı ve vücut bütünlüğü gibi haklar dışında, diğer kişilik hakları tüzel kişilerde de mevcuttur.
Anayasa Mahkemesince 11.10.2023 tarih ve 2020/76 Esas, 2023/172 Karar sayılı kararı ile 5651 sayılı Kanun’un 9. maddesinin iptaline karar verilmesi neticesinde, kişilik haklarının internet üzerinden ihlal edilmesi durumunda Türk Medeni Kanununun ilgili maddeleri başvurulacak tek yoldur. Başka bir deyişle, kişilik haklarının ihlal edildiğini düşünen kişiler, yalnızca Türk Medeni Kanununun ilgili maddelerine dayanarak, hukuk mahkemelerinden kişilik haklarının korunmasını talep edebileceklerdir.
6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 49. maddesi uyarınca kusurlu veya hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. işbu fiilin internet ortamı üzerinden gerçekleşmesi neticesinde 6098 sayılı kanunda erişimin engellenmesi hususuna değinilmemiş olmasına karşın yine Hukuk Muhakemeleri Kanunu 391. maddesine dayanarak zararın doğmasını veya devam etmesini önlemek adına erişim engeli konulu ihtiyati tedbir talep edilebilecektir.
SONUÇ
İnternetin karışık ve gelişen yapısı bu alana ilişkin düzenlemelerin oluşturulması sürecinde yaşanan karışıklıklar ve sorunlar 5651 sayılı kanun ile birlikte aşılmaya çalışılmış olmasına karşın Anayasa Mahkemesince 11.10.2023 tarih ve 2020/76 Esas, 2023/172 Karar sayılı kararı ile 5651 sayılı Kanun’un 9. maddesinin iptaline karar verilmesi neticesinde tarafların internet ortamında kişilik haklarının ihlal edilmesi halinde çekişmeli yargı yoluna başvurmak veya internet üzerinde yayılan içeriklerle özel hayatın gizliliği ihlali iddiasında bulunan kişiler, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumuna başvurarak erişimin engellenmesini talep etme hakkına sahiptir.
KAYNAKÇA
- https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2024/01/20240110-3.pdf
- Anayasa Mahkemesi 11.10.2023 tarih ve 2020/76 Esas, 2023/172 Karar sayılı kararı
- Ankara 9. Sulh Ceza Hakimliği 2025/190 D. İş numaralı 03.01.2025 tarihli kararı
- 5651 Sayılı Kanunu
- 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu
- 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu
- 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu